Wednesday, February 2, 2011

48-50. Gun: Pazartesi, Sali, Carsamba, Misir, Yesil Kurgaba, Kara Bocek, Yemen

Pazartesi'ye dair kayda deger bir sey yok aslinda, yorgunluk harici. Guzel bir yorgunluk tabii. Sali Avrupa Birligi raporunu artik bitirmek icin ugrastim, ve aslen bitti de. 10 Subat'ta Gidon Bromberg'le Iyi Su Komsulari projesi icin Kudus'e gitme konusunda da okuldan izin kopardim. Guzel olacak.

Cuma'dan beri neredeyse durmaksizin yagmur yagiyor. Bu da bizim gonulluler evini etrafimizdaki vahsi doga mahlukatlari icin ideal siginak yapti tabii. Pazartesi gunu, sipsirin, minik bir yesil agac kurbagasi evimize girdi. Sali gunune kadar masanin altindan cikmak istemedi. Incitmek istemedigimiz icin dokunmadik. Sali gunu, son derece basarili, bariscil ve de cesur bir kurtarma operasyonuyla kurbagayi hem kedilerden korudum, hem de bahcenin guvenli bir tarafina yonlendirmeyi basardim. Ardindan siyah kocaman bir bocek kardesi, diger bocek arkadaslarina bir daha buraya gelmemelerinin onlar icin daha iyi olacagi mesajiyla dogaya geri yolladim. 

Bir yandan Misir'in durumu. Hemen yani basimizda. Ve hatta etrafimizdaki hemen hemen butun ulkelerde bir hareketlenme var. Misir'da halk onlarca yildiz devam eden otokrasinin artik bitmesini talep ediyor, ardindan gelebilecekler uzerinde ciddi endiseler tasiyor olmalarina ragmen neredeyse tum dunyanin hevesle destek verdigi bir isyan. Seksenlerinde bir Mubarek nihayet halkla pazarliga oturmaya debeleniyor. Komsu ulkeler Misir'da olabilecek seylerin kendilerine olasi etkileri konusunda tetikte bekliyorlar; simdilik hakim olan Misir'in gelecegine dair simdilik hakim olan belirsizlik onlar icin potansiyel bir tehdit. Bu komsulara Arap ulkeleri de dahil ediyorum. Yemen'in Ali Abdullah Saleh'i yok yok ben tekrar secime gitmeyecegim, serbest secim olsun, ogluma da vermiyorum tahtimi, ulkeyi isyana goturmeye luzum yok dedi. Suriye'nin akil almaz derecede sevimsiz ve yuzsuz Assad'i, Israil ve Amerika'yla iliski kurmayi reddetigim icin halkimla benim aramda diger Arap liderler gibi kirginlik yok diyebiliyor ama reform yaparim da diyor. Assad'in yuzsuzlugu, reform artik gerekli bak halki dinlemek lazim demesinde ayyuka cikiyor artik. Sen yillarca halkini sindir, muhalefeti hapishanelere tik, sana karsi dusunceyi yasakla, kadinlara, azinliklara kopek gibi davran, Misir'da halk ayaklaninca, ileri goruslu bir lidermis gibi bir de utanmadan Misir halkini destekler mesajlar ver.. Akla sigmaz bir yuzsuzluk ornegisin Assad, saygiyla egiliyorum onunde. Kardesin Erdogan da senin yolundan mi gidiyor meraktayim.

Neyse, Amerika da Misir'la iliskilerini yeniden gozden gecirmekle ve ihtimalleri degerlendirmekle, Mubarek'e artik daha fazla yok canim diktator falan degildir dememekle mesguldur. Musluman Kardesligi mudahalesinin / desteginin sonuclarini da merak etmekteyim. ElBaradei'ye ve protestoculara destek veriyorlar. Bugunun bir diger onemli gelismesiyle Mubarek taraftari bir grubun, hukumet karsiti protestocularla catismasi. Halkin ikiye bolunmesi, devrim geliyor diye sevinc nidalari atan ama ne olacak acaba, kim lider gosterilmeli diye hic dusunmeden romantik hulyalara dalanlari bir kendine getirdi galiba.
EmBaradei, Amerika ve MK iliskileri daha da kritik bir oneme sahip artik galiba. Sokaktaki insanlar MK dahil muhalefetten kurulacak bir ulusal cepheye kucak acmis gibi. Mubarek'i dort bir yandan liderler tekrar adayligin koymasin diye durtmekte, Obama dahil. O da koymayacagim dedi zaten sonunda. 

Bu olanlar bence devrim falan degil. Fakat bu Misirlilarin, vatandaslarina seslerini duyurmalari icin baska  verimli ve ise yarar bir demokratik aparat vermeyen bir sistemin degismesini talep eden halkin degisim talebi. Sivil toplum, bu anlamda demokratik katilimin onemli araclarindanken ve Misir'da surusune bereket olmalarina ragmen gucsuz kalmis olmalari merak konusu. Bu anlamda, sozum ona non-governmental, yani hukumete bagli olmayan (hukumetten bagimsiz olmasi gereken ama cogunlukla olamayan) orgutlerin Misir'daki dogasi, eylemleri ve hukumetle iliskileri, ve son olarak da Misir'da bir demokrasi olusmasinda olasi katkilari tartisma konusu. Bununla ilgili cok ilginc, 2008 yilinda yazilmis akademik bir makale elime gecti. Halkin politik gucu konusunda bugunun gelebilecegini tahmin edememis olsa da, sivil toplum orgutleri uzerine enteresan tespitleri var. Islami sivil toplum orgutleri ile politik orgutler arasinda daglar kadar fark var. Toplumdaki etkinlikleri ve aldiklari finansal destekler de simdiki duruma onemli gondermelerde bulunuyor:


Mubarek zarifce, artik onu icermeyecek bir hukumete gecisi baslatsa, en iyisini yapacak. Halk onu Eylul'e kadar tutar mi orada mechul. Yemenli A.A. Saleh gibi otoritesinden feragat edip halki demokrasiye tasidi diye tarihe gecmek icin kendi pisligini temizlemeye calisirsa ne ala. Fakat Mubarek'in baskanliga devam edip daha ilimli bir yonetime gececegini beklemek de ayiptir Misirlilar'a artik. Sivil toplum orgutleri etkin degil, ve ulkede ciddi bir Islami akim var, fakat yine de Misir, Iran gibi olacak demek icin cok ama cok erken diye dusunmekteyim.

Hayirli gecelerrrrrr...

2 comments:

  1. Aylin'cim Erdogan konusundaki endişene katılmadan edemeyecegım. Musluman ve Arap dunyasında 2011 de olan bu hareketliliğin düzenlisi, liderlisi memleketimizde basarı ıle değişim ve dönüşüm yaşandığı halde...şu anki yolumuz yol mudur...bilemiyor insan...

    Görüş ve paylaşımların çok kıymetli..teşekkürler...

    NOT: kurbağaya karşı bu kadar sevgi beklemei tam anlayamadım...öptüğün halde değişmedi mi yoksa...sevgiler birtanem...

    ReplyDelete
  2. Nazli Abla! Bu blogu okuyor olman daha kiymetli ama, kesinlikle. Cok tesekkur ederim. Yol yol mu ben de bilemiyorum, tuhaf degisimler yasaniyor ve eskiden ve kohnelikten ve baskidan bezmis olanlar sanki cok da dusunmeden, bir hiddetle bunlari kucakliyor gibi. Yanlis goruyor da olabilirim ama Erdogan'in rakipsizligi, Orta Dogu'nun halinin artirtigi kibri neye zemin hazirliyor dusunmek endise verici. Hareketlilikten herkes umutlu, hareketsizlige yeg tutuyorlar elbette. Ama umarim nefesini tutmus beklemek harici de bir seyler yapar bu umut dolu kisiler.

    Bu yesil kurbaga gorup gorecegin en sevimli ve ne yapacagini sasirmis kurbagaydi ama. Can havliyle "allaaam ne olur gorunmez olayim ve daha fazla dikkat cekmeyeyim der gibi bir ziplayip sonra oldugu yerde tas kesiliyordu. Kurtarmam sartti. Kahramanlik kanimda var, it's a curse I have. :p

    ReplyDelete