Sunday, January 23, 2011

36-40. Gun: Ilk aydan ozetler


Ozetlerin ilk uc gunu oldukca kolay olacak aslinda. Zira kayda deger hicbir sey olmadi. Fakat Cuma ve Cumartesi, konferans yuzunden Baris Okulu epey kalabalikti. Tum  konusmalar Ibranice yapildi, dolayisiyla muhtesem bir konferansti ve cok sey ogrendim dersem yalan olur. Neyse ki yakinda Ibranice bir desifreyi ele gecirebilirsem, konferans icerigiyle ilgili daha fazla bilgiyi burada da paylasabilirim. Su kadarini soyleyebilirim ki, "Protestodan surekli aktivizme: mucadele icin guc yaratma" gibi cevrilebilecek konferansin ilk birkac paneli epey atesli ve enteresan gorunuyordu. Atesli demek aydinlatici veya yeni sonuclar geliyor demek de degil. Neyse, panelleri filme aldim, ses kaydi da yapildi, epeyce fotograf da cektim. Cuma gunku program oglen 3'den aksam 10'a kadar devam etti. benim okuldaki gunum tabii ki sabah 9'da basladi. Shabat hala benim hayatima isleyemiyor. Ancak ve ancak baska bir sehri ziyaret ediyorsam ise yariyorlar. Toplu tasimanin azligi veya bazi yerler ve saatlerdeki yoklugu hesaba katilmazsa tabii. 

Cuma gunku ilk paneli digerlerine gore daha cok merak ediyorum. Shalid, Sharon, Arafat, Abbas, Hamas gibi pek cok isim salonda ucustu. Bunlar anlayabildiklerim arasindaydi. Bildigim kadariyla temel mesele tarihten onemli olaylara gondermelerle ve bunlari yeniden gozden gecirmeyle mevcut durumun bir degerlendirmesini yapmakti. Ben de olduklari halde dogru kabul edilmis seylerle ilgili her iki taraftan da birbirinden farkli (veya fazlasiyla benzer) fikirleri duymaya gercekten de acim. Fikirlere, kucuk, buyuk detaylara, kisisel hikayelere, tarihe ve siyasi gelismelere yeni yaklasimlara, bunlari duymaya acim. Tum bunlara zihnen ve ahlaken ne kadar acigim onu henunz bilmiyorum. Ahlakimin sinirlari ne emin degilim? Bu nasil olculur, ahlakin siniri nedir onu da henuz bilmiyorum. 

Cuma ve Cumartesi konferans disinda bir sey yoktu. Cumartesi aksami guzelce bir idman yaptim. Omzum hala aciyor ama guclenmis oldugunu hissedebiliyorum. Gonullu evinin avlusunu temizledim yine. Yapraklardan vs. Timo'nun kiz arkadasi Julia geldi. O da Almanya'da capoeira yapiyormus. Belki bir ara  birlikte bir seyler yapariz. Gorecegiz. 

Kotu bir haber: Kedi yavrularindan bir tanesi, turuncu olani kayip. Bir haftadan fazla oldu artik, artik geri gelecegini sanmiyorum. Cakallar kapti diye supheleniyorum. Veya deli fisek bir araba altinda kaldi. Baska ne olabilir bilmiyorum. 

Bununla birlikte, bu hafta sonunun onemli kazanclarindan biri artik bir tripodum var. Yani aslinda tam olarak benim degil, fakat Howard, PR ofisine ait ve nadiren kullanilan bir tripod. Howard istedigim zaman kullanabilecegimi soyledi. Ozellikle de idman yaparken epeyce faydali olacaktir eminim. Umarim ki bu aksam okulun fuayesinde idman yapabilecegim, eger gec saat bir workshop yoksa. 

Pazar gunlerinin rahatligi da gercekten tatli geliyor. Dunyanin pek cok yerinde herkesin tatil olan Pazar'i yasadigini bilerek is haftasina baslamak sanki avantajli bir durum. Oyle geliyor veya. Avrupa Birligi raporu uzerinde biraz calistik bugun. Benim de Friends of the Earth roportaji icin calismaya baslamam gerek. Ayin 30'unda gorusmem var Tel Aviv'de. Kamera ve tripod da umarim ise yarayacaktir. Fakat gorusecegim kisiye kameradan henuz bahsetmedim. Bir email de onlara atmam lazim. Kamera kimi zaman umursanmayan, kimi zaman hevesle karsilanan, cogu zaman da buyuk rahatsizlik veren bir detay. 

No comments:

Post a Comment